TR/Prabhupada 0124 - Biz Manevi Öğretmenimizin Kelimelerini Hayatımızın En Önemli Varlığı Olarak Kabul Etmeliyiz: Difference between revisions

(Created page with "<!-- BEGIN CATEGORY LIST --> Category:1080 Turkish Pages with Videos Category:Prabhupada 0124 - in all Languages Category:TR-Quotes - 1968 Category:TR-Quotes - L...")
 
(Vanibot #0023: VideoLocalizer - changed YouTube player to show hard-coded subtitles version)
 
Line 7: Line 7:
[[Category:TR-Quotes - in USA, Los Angeles]]
[[Category:TR-Quotes - in USA, Los Angeles]]
<!-- END CATEGORY LIST -->
<!-- END CATEGORY LIST -->
<!-- BEGIN NAVIGATION BAR -- DO NOT EDIT OR REMOVE -->
{{1080 videos navigation - All Languages|Turkish|TR/Prabhupada 0123 - Teslim Olmaya Zorlanmak - Bu Özel Bir İltimas|0123|TR/Prabhupada 0125 - Toplum O Kadar Kirlenmiş Ki|0125}}
<!-- END NAVIGATION BAR -->
<!-- BEGIN ORIGINAL VANIQUOTES PAGE LINK-->
<!-- BEGIN ORIGINAL VANIQUOTES PAGE LINK-->
<div class="center">
<div class="center">
Line 15: Line 18:


<!-- BEGIN VIDEO LINK -->
<!-- BEGIN VIDEO LINK -->
{{youtube_right|DnOPjU5keLU|We Should Take Up the Words from the Spiritual Master as Our Life and Soul - Prabhupāda 0124}}
{{youtube_right|VptK15yQxlc|Biz Manevi Öğretmenimizin Kelimelerini Hayatımızın En Önemli Varlığı Olarak Kabul Etmeliyiz - Prabhupāda 0124}}
<!-- END VIDEO LINK -->
<!-- END VIDEO LINK -->


<!-- BEGIN AUDIO LINK -->
<!-- BEGIN AUDIO LINK -->
<mp3player>http://vaniquotes.org/w/images/681209DB.LA_clip2.mp3</mp3player>
<mp3player>https://s3.amazonaws.com/vanipedia/clip/681209DB.LA_clip2.mp3</mp3player>
<!-- END AUDIO LINK -->
<!-- END AUDIO LINK -->


Line 27: Line 30:


<!-- BEGIN TRANSLATED TEXT -->
<!-- BEGIN TRANSLATED TEXT -->
Yaşamında akhaṇḍa brahmacārī idi. Bhaktivinoda Ṭhākura'nın başka oğulları da vardı, ve o beşinci oğuldu. Diğer oğullarından bazıları da evlenmedi. Ve Guru Mahārāja da evlenmedi. Çocukluktan itibaren katı bir brahmacārī idi Bhaktisiddhānta Sarasvatī Gosvāmī Mahārāja. Ve dünya çapındaki bu hareketi başlatmak için çok ağır kefaret ödedi. Bu onun göreviydi. Bhaktivinoda Ṭhākura bunu istemişti. Bhaktivinoda Ṭhākura 1896'da Kṛṣṇa bilinci hareketini Shree Chaitanya Mahāprabhu, Hayatı ve Talimatları kitabını göndererek tanıtmak istedi. Şükür ki o yıl benim doğduğum yıldı ve Kṛṣṇa'nın ayarlaması ile biz tanıştık. Ben başka bir ailede doğmuştum, Guru Mahārāja başka bir ailede doğmuştu. Onun korumasına gireceğimi kim bilebilirdi? Amerika'ya geleceğimi kim bilebilirdi? Siz Amerikalı çocukların bana geleceğini kim bilebilirdi? Bunların hepsi Kṛṣṇa'nın ayarlaması. Olayların nasıl olduğunu anlayamayız. 1936'da... Bugün 9 Aralık 1938(68). Demek oluyor ki otuziki sene önce. Mumbai'de ben iş yapıyordum. Birdenbire, belki de bu tarihte, 9 ya da 10 aralık arasında. O aralar, Guru Mahārāja biraz rahatsızdı ve Jagannātha Purī'de deniz kenarında kalıyordu. Ona mektup yazdım, " Sevgili üstad, diğer öğrencileriniz, brahmacārī, sannyāsī, onlar size direk hizmet sunuyorlar. Ve ben ev reisiyim. Sizinle yaşayamam, size iyi hizmet edemem. Bilemiyorum. Size nasıl hizmet edebilirim?" Sadece bir fikirdi, ona hizmet etmeyi düşünüyordum, " Ciddi bir şekilde nasıl hizmet edebilirm ona?" Cevabı 13 Aralık 1936'da geldi. Mektupta şöyle diyordu " Sevgili bilmem kim, mektubunu aldığıma çok memnun oldum. Bence bu hareketi İngilizce'ye kazandırman gerek." Böyle yazıyordu. " Bu sana da, sana yardım edeceklere de faydalı olacaktır." " ve dilerim ki..." Talimatı buydu. Ve sonra 31 Aralık 1936'da demek ki mektubu yazdıktan hemen sonra, gidişinden iki hafta önce, vefat etti. Ama ben manevi öğretmenimin talimatını çok ciddiye aldım, ama şunu şunu yapmam gerekecek diye düşünmemiştim. O zamanlar aile reisiydim. Ama bu Kṛṣṇa'nın ayarlaması.Eğer katı br şekilde manevi öğretmenimize ve onun talimatlarına hizmet edersek, Kṛṣṇa bize imkanları sağlayacaktır. İşin sırrı budur. İhtimal olmasa bile, hiç böyle düşünmedim, işi ciddiye aldım ve Viśvanātha Cakravartī Ṭhākura'nın Bhagavad-gītā üzerine yorumlarını okuyup çalıştım. Bhagavad-gītā'da şu kıta vyavasāyātmikā-buddhir ekeha kuru-nandana (BG 2.41), bu kıtaya ilişkin Viśvanātha Cakravartī Ṭhākura şu yorumu yapıyor, manevi öğretmenimizin sözlerini hayatımız ve ruhumuz olarak almalıyız. Talimatını yerine getirmeye çalışmalıyız, manevi öğretmenimizin tam olarak verdiği talimatı, katı bir şekilde ve kişisel kazanç zarar düşünmeden yerine getirmeye çalışmalıyız. Ben de bu ruh ile biraz denedim. Bana da hizmet etmek için gereken imkanlar verildi. Olaylar bu noktaya geldi, bu yaşta sizin ülkenize gelebildim, ve siz de bu hareketi ciddiye alıyorsunuz, anlamaya çalışıyorsunuz. Şimdi bazı kitaplarımız var. Tutunacak küçük bir noktası var bu hareketin. Maevi öğretmenimin gidişinde, benim onun isteğini yerine getirmeye çalışmam gibi, benzer şekilde, sizin de aynı isteği yerine getirmenizi isteyeceğim. Yaşlı bir adamım ve har an vefat edebilirim. Bu doğanın kanunu. Kimse karşı koyamaz. Bu çok şaşırtıcı değil, ama bu Guru Mahārāja'nın vefatının bu hayırlı gününde, en azından bir noktaya kadar Kṛṣṇa bilincinin özünü anlamış olmanızı dilerim. Bunu aktarmaya çalışmalısınız. İnsanlar bu bilinç isteği için acı çekiyorlar.
Yaşamında akhaṇḍa brahmacārīydi. Bhaktivinoda Ṭhākura'nın başka oğulları da vardı, ve o beşinci oğuldu. Diğer oğullarından bazıları da evlenmedi. Ve Guru Mahārāja da evlenmedi. Bhaktisiddhānta Sarasvatī Gosvāmī Mahārāja çocukluktan itibaren katı bir brahmacārīydi. Ve dünya çapındaki bu hareketi başlatmak için çok ağır kefaret ödedi. Bu onun göreviydi. Bhaktivinoda Ṭhākura bunu istemişti. Bhaktivinoda Ṭhākura 1896'da Kṛṣṇa bilinci hareketini Shree Chaitanya Mahāprabhu, Hayatı ve Talimatları kitabını göndererek tanıtmak istedi. Şükür ki o yıl benim doğduğum yıldı ve Kṛṣṇa'nın ayarlaması ile biz tanıştık. Ben başka bir ailede doğmuştum, Guru Mahārāja başka bir ailede doğmuştu. Onun korumasına gireceğimi kim bilebilirdi? Amerika'ya geleceğimi kim bilebilirdi? Siz Amerikalı çocukların bana geleceğini kim bilebilirdi? Bunların hepsi Kṛṣṇa'nın ayarlaması. Olayların nasıl olduğunu anlayamayız.  
 
1936'da... Bugün 9 Aralık 1938(68). Demek oluyor ki otuz iki sene önce. Mumbai'de iş yapıyordum. Birdenbire, belki de bu tarihte, 9 ya da 10 aralık arasında. O aralar, Guru Mahārāja biraz rahatsızdı ve Jagannātha Purī'de deniz kenarında kalıyordu. Ona mektup yazdım, "Sevgili üstad, diğer öğrencileriniz, brahmacārī, sannyāsī, onlar size direk hizmet sunuyorlar. Ve ben aile reisiyim. Sizinle yaşayamam, size iyi hizmet edemem. Bilemiyorum. Size nasıl hizmet edebilirim?" Sadece bir fikirdi, ona hizmet etmeyi düşünüyordum, "Ciddi bir şekilde ona nasıl hizmet edebilirim?" Cevabı 13 Aralık 1936'da geldi. Mektupta şöyle diyordu "Sevgili falanca falanca, mektubunu aldığıma çok memnun oldum. Bence bu hareketi İngilizce'ye kazandırman gerek." Böyle yazıyordu. "Bu sana da, sana yardım edeceklere de faydalı olacaktır." "ve dilerim ki..." Talimatı buydu.  
 
Ve sonra 31 Aralık 1936'da, demek ki mektubu yazdıktan hemen sonra, gidişinden iki hafta önce, vefat etti. Ama ben manevi öğretmenimin talimatını çok ciddiye aldım, ama şunu şunu yapmam gerekecek diye düşünmemiştim. O zamanlar aile reisiydim. Ama bu Kṛṣṇa'nın ayarlaması. Eğer katı bir şekilde manevi öğretmenimize ve onun talimatlarına hizmet edersek, Kṛṣṇa bize imkanları sağlayacaktır. İşin sırrı budur. İhtimal olmasa bile, hiç böyle düşünmedim, işi ciddiye aldım ve Viśvanātha Cakravartī Ṭhākura'nın Bhagavad-gītā üzerine yorumlarını okuyup çalıştım. Bhagavad-gītā'da ki şu dize, vyavasāyātmikā-buddhir ekeha kuru-nandana ([[Vanisource:BG 2.41 (1972)|BG 2.41]]), bu dizeye ilişkin Viśvanātha Cakravartī Ṭhākura şu yorumu yapıyor, manevi öğretmenimizin sözlerini candan kabul etmeliyiz. Talimatını yerine getirmeye çalışmalıyız, manevi öğretmenimizin tam olarak verdiği talimatı, katı bir şekilde ve kişisel kazancı ya da kaybı düşünmeden yerine getirmeye çalışmalıyız.  
 
Ben de bu ruh ile biraz denedim. Bana da hizmet etmek için gereken imkanlar verildi. Olaylar bu noktaya geldi, bu yaşta sizin ülkenize gelebildim, ve siz de bu hareketi ciddiye alıyorsunuz, anlamaya çalışıyorsunuz. Şimdi bazı kitaplarımız var. Tutunacak küçük bir noktası var bu hareketin. Manevi öğretmenimin gidişinde, benim onun isteğini yerine getirmeye çalışmam gibi, benzer şekilde, sizin de aynı isteği yerine getirmenizi isteyeceğim. Yaşlı bir adamım ve har an göçüp gidebilirim. Bu doğanın kanunu. Kimse karşı koyamaz. Bu çok şaşırtıcı değil, ama Guru Mahārāja'nın vefatının bu hayırlı gününde, en azından bir noktaya kadar Kṛṣṇa bilincinin özünü anlamış olmanızı dilerim. Bunu aktarmaya çalışmalısınız. İnsanlar bu bilincin arzusuyla acı çekiyorlar.
<!-- END TRANSLATED TEXT -->
<!-- END TRANSLATED TEXT -->

Latest revision as of 11:09, 3 October 2018



His Divine Grace Srila Bhaktisiddhanta Sarasvati Gosvami Prabhupada's Disappearance Day, Lecture -- Los Angeles, December 9, 1968

Yaşamında akhaṇḍa brahmacārīydi. Bhaktivinoda Ṭhākura'nın başka oğulları da vardı, ve o beşinci oğuldu. Diğer oğullarından bazıları da evlenmedi. Ve Guru Mahārāja da evlenmedi. Bhaktisiddhānta Sarasvatī Gosvāmī Mahārāja çocukluktan itibaren katı bir brahmacārīydi. Ve dünya çapındaki bu hareketi başlatmak için çok ağır kefaret ödedi. Bu onun göreviydi. Bhaktivinoda Ṭhākura bunu istemişti. Bhaktivinoda Ṭhākura 1896'da Kṛṣṇa bilinci hareketini Shree Chaitanya Mahāprabhu, Hayatı ve Talimatları kitabını göndererek tanıtmak istedi. Şükür ki o yıl benim doğduğum yıldı ve Kṛṣṇa'nın ayarlaması ile biz tanıştık. Ben başka bir ailede doğmuştum, Guru Mahārāja başka bir ailede doğmuştu. Onun korumasına gireceğimi kim bilebilirdi? Amerika'ya geleceğimi kim bilebilirdi? Siz Amerikalı çocukların bana geleceğini kim bilebilirdi? Bunların hepsi Kṛṣṇa'nın ayarlaması. Olayların nasıl olduğunu anlayamayız.

1936'da... Bugün 9 Aralık 1938(68). Demek oluyor ki otuz iki sene önce. Mumbai'de iş yapıyordum. Birdenbire, belki de bu tarihte, 9 ya da 10 aralık arasında. O aralar, Guru Mahārāja biraz rahatsızdı ve Jagannātha Purī'de deniz kenarında kalıyordu. Ona mektup yazdım, "Sevgili üstad, diğer öğrencileriniz, brahmacārī, sannyāsī, onlar size direk hizmet sunuyorlar. Ve ben aile reisiyim. Sizinle yaşayamam, size iyi hizmet edemem. Bilemiyorum. Size nasıl hizmet edebilirim?" Sadece bir fikirdi, ona hizmet etmeyi düşünüyordum, "Ciddi bir şekilde ona nasıl hizmet edebilirim?" Cevabı 13 Aralık 1936'da geldi. Mektupta şöyle diyordu "Sevgili falanca falanca, mektubunu aldığıma çok memnun oldum. Bence bu hareketi İngilizce'ye kazandırman gerek." Böyle yazıyordu. "Bu sana da, sana yardım edeceklere de faydalı olacaktır." "ve dilerim ki..." Talimatı buydu.

Ve sonra 31 Aralık 1936'da, demek ki mektubu yazdıktan hemen sonra, gidişinden iki hafta önce, vefat etti. Ama ben manevi öğretmenimin talimatını çok ciddiye aldım, ama şunu şunu yapmam gerekecek diye düşünmemiştim. O zamanlar aile reisiydim. Ama bu Kṛṣṇa'nın ayarlaması. Eğer katı bir şekilde manevi öğretmenimize ve onun talimatlarına hizmet edersek, Kṛṣṇa bize imkanları sağlayacaktır. İşin sırrı budur. İhtimal olmasa bile, hiç böyle düşünmedim, işi ciddiye aldım ve Viśvanātha Cakravartī Ṭhākura'nın Bhagavad-gītā üzerine yorumlarını okuyup çalıştım. Bhagavad-gītā'da ki şu dize, vyavasāyātmikā-buddhir ekeha kuru-nandana (BG 2.41), bu dizeye ilişkin Viśvanātha Cakravartī Ṭhākura şu yorumu yapıyor, manevi öğretmenimizin sözlerini candan kabul etmeliyiz. Talimatını yerine getirmeye çalışmalıyız, manevi öğretmenimizin tam olarak verdiği talimatı, katı bir şekilde ve kişisel kazancı ya da kaybı düşünmeden yerine getirmeye çalışmalıyız.

Ben de bu ruh ile biraz denedim. Bana da hizmet etmek için gereken imkanlar verildi. Olaylar bu noktaya geldi, bu yaşta sizin ülkenize gelebildim, ve siz de bu hareketi ciddiye alıyorsunuz, anlamaya çalışıyorsunuz. Şimdi bazı kitaplarımız var. Tutunacak küçük bir noktası var bu hareketin. Manevi öğretmenimin gidişinde, benim onun isteğini yerine getirmeye çalışmam gibi, benzer şekilde, sizin de aynı isteği yerine getirmenizi isteyeceğim. Yaşlı bir adamım ve har an göçüp gidebilirim. Bu doğanın kanunu. Kimse karşı koyamaz. Bu çok şaşırtıcı değil, ama Guru Mahārāja'nın vefatının bu hayırlı gününde, en azından bir noktaya kadar Kṛṣṇa bilincinin özünü anlamış olmanızı dilerim. Bunu aktarmaya çalışmalısınız. İnsanlar bu bilincin arzusuyla acı çekiyorlar.